“Kartallar uçtuğu zaman gök görünmez olurdu.1957 yılında bu kartalların bir tanesi bile kalmadı.O sıralarda at vebası salgını çıktı. Atlar öldükçe, leşleri ilaçlıyorlardı.At ölülerini yiyen kartallar da zehirlenerek öldüler. At ölüleri… Kartal ölüleri… Çukurovayı ovalıktan çıkardılar. Bugün çeltik tarlalarıyla birlikte, hiçbir ilacın üstesinden gelemediği yeni bir tür sinek oluştu.
Giderek, doğayı karşımıza alıyoruz. Onu düşman sayıyoruz. Aynı biçimde insanın yarattığı değerleri bozarak onu battal bırakıyoruz. Kendi çelişkilerimize, sınıf sömürülerimize doğayı da ortak ediyoruz.” diyor Yaşar Kemal. Onun dünya görüşünün, edebiyat anlayışının özeti aslında bu sözler.
Bir kitap okurken neler hissedersiniz ? Bir beklentiniz vardır elbet. Hele konu Yaşar Kemal olursa ve kaleme alan da yakın dostu Zülfü Livaneli ise beklentiniz daha da yükselir.
Sıcak bir kitap okuduğumu söyleyebiliirim. Bu kitabı tam bir biyografi sayamayız. Zülfü Livaneli’nin kalbindeki Yaşar Kemal’i okuduk aslında. Ama bu yoğun dostluğu, bir ömür birlikteliği okurken, tabi ki büyük yazara ait birçok bilgiyi de ediniyorsunuz.
Yaşar Kemal’in edebiyatının ve eserlerinin daha geniş anlatılmasını isterdim. Bir çok makale ve anı arasında cımbızla çekmeniz gerekiyor bilgileri. Livaneli, müzikte gösterdiği sabrı, yazın hayatında gösteremiyor. Kısa sürede eser verme heyecanı bu kitaba da yansımış. Yaşar Kemal’le ilgisi olmayan birçok görüşünü de okuyorsunuz. Bütün bu eksiklere rağmen akıcı bir dille aktarılan,iki büyük sanatçının sıcak dostluğu, güzel duygular yaşatıyor. Bende de yeniden Yaşar Kemal okuma isteği uyandırdı okuduklarım . İnce Memed I , Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana ve Karıncanın Su İçtiği okumak istediklerim. İnce Memed’i yıllar önce okumuştum. Ama çok az iz kalmış. Diğer iki kitabı ise çok merak ediyorum.
Bir kere daha insan olmanın, sevginin ve barışın en önemli ortak payda olduğunu hissettim. Bir yazarın beslendiği en önemli kaynağın kendi yaşadığı coğrafyanın insanları, masalları ve destanları olduğunu…
Güzeldi.. tavsiyemdir.. Goodreads notum: ⅘
Namık Somel / namiksomel.blogspot.com / 20 Nisan 2016 / Trabzon
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder