26 Ocak 2016 Salı

Öyle her istediğiniz kitabı hemen bulup okuyamazsınız!

Öyle her istediğiniz kitabı hemen bulup okuyamazsınız! Heveslenmeyin. Kitapçıların rafları, ömründe doğru dürüst kitap okumamış yazarların! , çalıntı aforizmaları ya da aynı kalıba oturtulmuş, yılda bir seri üretim gibi roman yazan yazarların basma kalıp kitaplarıyla dolu. Bütün Avm’lerde, zorunlu adres olmuş bu kitapçıklar. Marketlerde, deterjan gibi satılan kitaplar da hep yine aynı yazarlara ait.


Kitap okuma oranımız o kadar düşük ki , bir okur gördüğümde gözlerim parlıyor. Mutlu oluyorum. Ama sonra ne okuyorsun sorusunu sorduğumda üzülüyorum.


Kitap yazmak çocuk işi mi? Önce iyi bir okur olmalı yazar. Edebiyatın usta yazarlarını okumalı. Ondan sonra kendi özgün kurgusunu oluşturmalı.


Peki okur kaliteli kitaplara nasıl ulaşacak? En çok satanlar listelerinin çözüm olmadığı açık. Dergi ve site editörleri de subjektif listelerle yönlendirmeye çalışıyor okuru çoğu zaman..


Geriye şimdilik özgürlüğünü koruyan, sosyal medya kitap sayfaları, bloglar ve okuma grupları kalıyor. Onlara da dikkat etmek gerekiyor. Özellikle takipçi sayısı artan bazı sayfalar, profesyonel hayatla tanışıp, reklam yapmaya başlıyorlar. Açık yapılan reklama bir itirazım yok. Etik olmayanı gizli reklamlar. Neyse ki iyi okur bu tür girişimleri kısa sürede anlayabiliyor.


Sonuç olarak bir okur için en değerli üç olgu; zaman, iyi bir kitap okumak ve bu iyi kitaba ulaşabilmektir. Bunun için de ciddi çaba harcamak gerekiyor.


Namık Somel / 25 Ocak 2015 /namiksomel.blogspot.com

22 Ocak 2016 Cuma

Matin Eden siz misiniz, yoksa Jack London mı?

Matin Eden siz misiniz, yoksa Jack London mı?

Yüreğimde bir sızı ile Martin Eden’i “Bitirdim” . Bu muhteşem bir roman, sevgili Yiğit Yavuz’un çok başarılı çevirisi ile ana dilde okunan bir metin tadında olmuş. Aslında Jack London’ın hayat hikayesinden çok, zaman zaman kendimizi sorgulayacağımız bir çok soruya ve duyguya cevap arıyor roman. Kendisi bir Sosyalist olan J.London, romanda kendisiyle özdeşleşen M.Eden’i,  Nietzsche’ci Bireyci bir dünya  görüşüne büründürmüş. Ait olduğu yoksul işçi sınıfı içerisinde mutluyken, bir burjuva olan Ruth’a olan aşkı onu okumaya ve yazarlık serüvenine sürüklüyor. Uzun süren bir mücadele, belki hayata tek bir noktadan bağlanmasının da etkisiyle ona para ve güç kazandırıyor ama mutluluk getirmiyor. Artık M.Eden ne bir işçi, ne de bir burjuvadır. Arada kalmış ve “hiç” leşmiş bir kişidir.

Bu Jack London ‘un en güzel romanını mutlaka okuyun derim.

Goodreads notum :5


“Bitirdim.

Sazımı koydum kenara.

Şimdi şarkılar sustu

Mor çiçekli yoncaları

Gölgeler Sardı

Bitirdim.

Sazımı koydum kenara

Nice şarkı söylemiştim

Dalda öten kuş gibi

Şimdi ben de susuverdim

Yorulmuş bülbül misali

Artık başka şarkım da yok

Geldim dayandım sınıra

Bitirdim.

Sazımı koydum kenara.”  ( Martin Eden  / Jack London )


Namık Somel / 22 Ocak 2016 /Trabzon

namiksomel.blogspot.com